![]() |
Atiye |
Beren Saat ve Mehmet Günsur’un başrol
aldığı “ATİYE” dizisi 27 Aralık’tan itibaren Netflix’te yayına
girdi. Dizinin çekime başladığını duyurduklarından beri merakla yayına
girmesini bekledim. Sonunda ilk sezonu yayınlanınca hemen izlemeye başladım.
Genç ve güzel bir ressam olan Atiye’nin
geçmişten günümüze uzanan mistik yolculuğunu anlatan bir dizi olarak karşımıza
çıkıyor. Atiye İstanbul’da güzel bir evde kardeşiyle birlikte yaşamaktadır.
Zengin ve yakışıklı sevgilisi ve ona destek veren bir ailesi vardır.
Çocukluğundan beri takıntılı bir şekilde çizdiği bir sembol vardır. Bu sembolü
çeşitli şekillerde resim haline getirmiştir. İlk kişisel sergisini
sanatseverlerle buluşturur. Serginin açılışı yapılır, sergi esnasında yaşlı ve
yüzünde tuhaf semboller olan bir kadın görür. Peşinden gider ama kadın ortadan
kaybolmuştur. Ertesi gün internet haberlerinden biri Atiye’nin telefonuna
düşer. Haberde Göbeklitepe’de yeni keşfedilen bir sembolden bahsedildiğini okur.
Önce çok şaşırır, çünkü Göbeklitepe’de bulunan işaret takıntı haline getirdiği
sembolün birebir aynısıdır. Binlerce yıl önce yapıldığı öne sürülen Göbeklitepe’de
ortaya çıkan bu sembolü Atiye’nin küçüklüğünden beri biliyor olması onu
araştırmaya yönlendirir. Ani bir kararla hiç kimseye haber vermeden
Göbeklitepe’ye gider. Yolda esrarengiz bir kızla karşılaşır ve bu küçük kız
Atiye’nin antik harabelerle arasındaki bağı ortaya çıkarmak için ona yardım
eder. Göbeklitepe’nin arkeolojik kazılarının başındaki Erhan, Atiye’nin kazı
alanına gizlice girdiğini fark eder. Bundan sonra gelişen olaylarda Atiye’nin
gizemli geçmişi, Erhan’la olan bağlantısı ve mistik gizemler bir bir ortaya
çıkmaya başlar.
Dizinin Göbeklitepe’yi dünyaya
tanıtma fikrine bayıldım. Göbeklitepe yüzyılın arkeolojik buluşudur. Bence
dünya tarihini yeniden yazdıracak bir potansiyele de sahip. O yüzden çok güzel
bir fikir, dizinin senaristi Nuran Evren Şit’i kutluyorum. Bunun yanında Nemrut
gibi Sümer tabletlerinde adı geçen bir karakterin Tümülüs’ünün diziye
eklenmesi, Göbeklitepe’yle bağlantı kurulması bence dâhiyane bir fikir. Çünkü
Nemrut tarihte ölümsüzlüğü aramasıyla ünlenmiş bir kral. Ölümsüz olabilmek için
Adıyaman’da bulunan dağın zirvesine bir mezar yaptırtmıştır. Bu göndermede dizinin
konusuyla paralellik vardı, her iki arkeolojik alanı birbiriyle amaç olarak
bağlamak oldukça akılcı olmuş.
Gelelim başka dizilerle olan benzerliklerine, ben şahsen
devamlı Netflix izleyicisi ve ilgi alakası bu tarz konular olan biri olarak
ilgimi çeken dizilerin neredeyse tamamını izledim. O yüzden Atiye dizisinin
konusunu ve içinde geçen bir takım unsurları başka (yabancı) dizilerle
karşılaştırabiliyorum.
Örneğin; Atiye’nin takıntılı
olduğu ve sürekli çizimlerini yaptığı sembol göndermesi “12 MONKEY” dizisinde
de vardı. 12 Monkey dizisinin tamamını izledim, izleyenler de bilir ki
başkarakterlerden biri Jennifer Goines, şizofren teşhisi konulmuş, kendisine
“ASAL” diyen bir karakterdi. Sürekli akıl hastalıkları hastanesinde tutuluyordu
ve kapatıldığı odanın duvarlarına maymun sembolü çiziyordu.
![]() |
12 Monkey - Jennifer Goines |
![]() |
Sonsuz Zaman Sembolü - Atiye |
Sonunda Göbeklitepe’den çıkan bir
taşta yaptığı sembolün aynısını görüyor. İncelemek için kazı alanına gidiyor ve
arayış Atiye’yi şizofrenik bir sarmalın içine sürüklüyor. Doktor, Atiye’ye
şizofren teşhisi koyuyor ve bir müddet hastanede kalıyor. Jennifer Goines de
kimsenin göremediği insanları görüyordu, gelecekte neler olacağını
görebiliyordu, hisleri çok kuvvetliydi, ailesi onu hastaneye kapatmıştı.
Atiye’ye de aynı temaların işlendiğini gördüm. Bir anda ortaya çıkan anneanne,
aniden kaybolmaları, tabutun içinde kendisini görmesi, tıpkı 12 Monkey
dizisinde olduğu için tırnaklarıyla duvara çizim yapılması öğeleri bana direkt
bu diziyi hatırlattı.
Ayrıca 12 Maymun dizisinde işlenen sonsuz zaman, döngüler,
zamanlar arası geçişler, paradokslar, bir insanın başka bir zaman düzleminde
ilerlerken ölen insanları canlı görmesi gibi konuların da Atiye’ye olduğunu
gördüm. Atiye’de 8.bölümde ölen kız kardeşi Cansu’nun Elif olarak ortaya
çıkması, Cansu’nun Atiye’yi hatırlamaması da zaman sıçraması ya da paralel
evren fikrine göndermeydi.
Başka benzerliklerde var elbette, örneğin 8.bölümde Atiye Göbeklitepe’deki
zamanlar arası geçişi sağlayan kapıyı bulduğunda dar bir tünelden geçiyor.
Geçitten geçerken zamanda sıçrama yaşıyor. Zamanda sıçrama yaşandığında dizide
grimsi bir ekranla karşılaşıyoruz, tam ne olduğunu anlamaya çalışırken, Atiye
ölen kız kardeşiyle konuşurken buluyor kendisini. Bir evin önünde, kapısı açık,
karşısında kız kardeşi duruyor. Kapı eşiğinde durmuş kardeşine “Cansu” diyor,
Cansu da ona; “… Dediğim gibi benim adım Elif, sizi tanımıyorum,” deyip kapıyı
kapatıyor. Demek ki zaman sıçraması olduğunda Atiye kardeşini buluyor, kapısını
çalıyor ve onunla konuşmaya çalışıyor. Bize de sadece Cansu’nun gerçek ismini
bildiği ve söylediği sahne gösteriliyor.
Bu sahneyi izlerken aklıma hemen
“DARK” dizisi geldi. İzleyenler bilir, Dark dizisinde de ormanın içinde nükleer
santralin yakınlarında bir mağara vardı. Mağaranın içinde de dar bir tünel
bulunuyor, tünelin içinden geçenler ya 33 yıl geçmişe ya da 33 yıl geleceğe
gidiyorlardı. Tünelden geçen kişiler büyük babalarını, komşularının annelerini,
oturdukları kasabadaki yaşlıların gençliğini, hatta kendilerinin yaşlanmış
hallerini görüyorlardı. Atiye’nin 8.bölümdeki bu tünel sahnesi bana hemen
Dark’ı hatırlattı. Dark dizisiyle benzeşen yerleri bu kadarla kalmıyor elbette,
aynı zamanda dizinin içinde kilit rol sahibi bir karakter benzerliğini de fark
ettim. Claudia Tiedemann isimli zaman gezgini Atiye dizisindeki Zühre ile
benzeşiyor. Claudia Tiedemann her şeyi çözmüş ve zaman sıçramalarını bitirmek
için elindeki makineyle Jonas Kahwald karakterini öldürmeye çalışıyordu. Atiye
dizisindeki Zühre karakteri de Göbeklitepe’nin gizemini biliyor.
Göbeklitepe’nin altındaki tünelden geçtiğinde farklı bir zaman dilimine sıçrama
olduğunu ve bu zamanda ileri ya da geri gidildiğini bilen tek kişi. Kısacası Zühre
hem dış görünüş olarak hem de betimlediği karakter olarak Dark dizisindeki Claudio
Tiedemann’a çok benziyor.
![]() |
DARK - Claudia Tiedemann |
![]() |
ATİYE - Zühre |
Bunları bir kenara koyduğumda Atiye dizisi Türkiye’deki
diğer dizilerin içinden sıyrılıyor. Hatta “Hakan Muhafız” dizisinden de farklı
diyebilirim. İki sezon yayınlanan Hakan Muhafız dizisi benim beklentimi
karşılayamamıştı. İstenen etkiyi yaratmadı ama Atiye bir Netflix dizisi
kalitesinde, senaryosunda ve karakterlerinde yabancı dizilerle bazı benzer
taraflar olmasına rağmen ilk sezonu güzel bir etki yarattı. Görsel olarak,
kullanılan renk ve tonlar sinema tadındaydı. Birkaç tane çocukça efekt
haricinde yapılan iş iyiydi.
27 Aralık’tan beri sosyal medyada konuşulmaya devam ediyor,
bu durum dizi için güzel bir gelişme. Hakan Muhafız’ın yarattığı hayal
kırıklığını yaşamadım. Gördüğüm kadarıyla diğer insanlar da yaşamamış. İkinci
sezonu merakla bekliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder