Uzun zamandır yazı yazıyorum. Bu konuya amatör olarak yaklaşıyordum fakat yazılar birikince artık bunları paylaşmak istediğimi hissettim. Gerçi yanılmıyorsam 2013 yılından beri www.izedebiyat.com sitesinden bazı yazılarımı paylaşıyorum ama benim için pek getirisi olmadı açıkçası. Bu konuya biraz profesyonelce yaklaşmanın zamanının geldiğini düşünmeye başladım. Yine BLOGGER sayfasından yazıyorum ama olsun. İnanın burası benim için daha faydalı. Ücretli bir çok web sitesi var. Benim gibi konunun uzmanı değilseniz mutlaka bilen biriyle site kurup oradan yazılarınızı paylaşın. Ama benim gibi aceminin önde gideni ve sürekli yeni şeyler denemek istiyorsanız, bence çok araştırın ondan sonra hayata geçirin.
Yukarıda da bahsettiğim gibi uzun yıllardır yazı yazıyorum. Ama ne bana, ne de çevreme bir hayrı olmadı. Neden mi? Çünkü bu uğraş kendi ekseni etrafında döne döne olduğu yerde kaldı. Birilerinin kalkıp sizi keşfetmesini beklemek, ya da elbet bir gün kader bana da güler beee şeklinde düşünmek, bu çağda tam bir fiyasko.
En iyisi kalk ve kendin yap. Kimse kimseye ekmek vermiyor, kaldı ki vermek de istemiyor. Kitap yayımlama işi bence bir sektörden çok mafyatik yapılanma şekline dönüşmüş durumda. Konu sadece yazdıklarını yayınlatamamak değil, onu geçtim yayınevlerinin içine adım bile atamıyorsunuz. Zaten internet çıktığından beri bütün yayınevleri kış uykusuna yatmış durumda, bir de benim gibi yazdıklarını kitap haline getirme peşinde koşanlar için uykularından feragat edemiyorlar.
Yayınevlerinin kendi çaplarında politikaları var. Ona hiç kimse bir şey diyemez. Kimisi "Ben şiir kitabı yayınlamıyorum," diyor, kimisi "Ben politik kitaplar yayınlıyorum," diyor, kimisi "Ben bilim kurgu yayınlamam," diyor, diyor da diyor. Biz yazarlar da bu yayınevlerinin politikalarını göz önüne alarak adımlarımızı atıyoruz. Bir dosya hazırlıyorsun, yayınevine gönderiyorsun, en az 6 ay bekletildikten sonra, "Kitap yayınlama takvimimizin dolu olmasından dolayı maalesef kitabınızı programımıza alamıyoruz," diye bir mail alabiliyorsunuz.
Aslında arka planda, gönderdiğiniz dosyanın ucu bile açılmamıştır!
Her neyse, benim gibi yıllardır bu konular hakkında araştırmalar yapan yazarlar bu mevzuları çok iyi bilirler. Benim yöntemim şu oldu. DEMENE-YANILMA. Bunu şu şekilde açıklayabilirim, bir roman yazdım. 3-4 yayınevine gönderdim. "İLK ROMAN" olduğu için güvenilmediği için yayımlanmadı. Bir yarışmaya katıldım. Yarışmada derece alamadım ama övgü aldım :) (Bir daha katılmanı bekliyoruz kabilinden yorum aldım ve dereceye girenlerin kitaplarını hediye olarak gönderdiler) Bu da demek oldu ki, uğraşmaya, didinmeye devam et. Hayat insanı alıyor, bir noktadan diğerine götürüyor. Zaman geçtikçe de tecrübe kazanıyorsun ve nasıl adım atman gerektiğini öğreniyorsun. 1 tık da şans rüzgarını peşine taktın mıydı, tamamdır o iş.
Kendi kendime dedim ki, ya internet çağındayız. Neden bundan faydalanmayayım? Kişisel yayıncılık yapsam ne olur ki? Benim yapanlardan neyim eksik? Yapabilirim. Öncelikle Google hesabımı karıştırmaya başladım. Elimin altında bana bedava hizmetler sunan bir platform varken, ben gidip wordpress gibi sürekli her attığım adımda benden para tırtıklamaya çalışan bir web sistemine giremem. Ha bu yazıyı okuyanlar diyecek ki, ama wordpress daha iyi, hem reklam alarak para da kazanabilirsin falan filan. Ben de şu an "Getirisi varsa götürüsü de var" diyerek bu bahsi şimdilik kapatıyorum.
Gelelim kişisel yayıncılığa. Öncelikle yazdığınız roman, şiir, hikaye, deneme... vs. yazılarınızı hangi amaçla yayınlamak istiyorsunuz buna karar verin. Tanınır olabilmek için mi, takipçi arttırabilmek için mi, yoksa edebiyat tutkunuzu sergilemek için mi?
Ben birilerinin "hepsi" dediğini duyar gibi oldum. Açıkçası kim istemez ki hepsini :) Yazarken aynı zamanda kazanmak, kazanırken de mutlu olmak.
1-Dünyanın en tanınır platformlarına üye olun.
Amazon (Kindle Boks)
Google (Google Playstore)
Kobo Books
Apple iBookstore
2-Bu platformların yayıncılık ilkelerini inceleyin.
3-Size en cazip gelen platform hangisiyse ona üye olun. (Hepsine aynı anda da olabilirsiniz)
4-Yazmış olduğunuz kitabı pdf ya da epub formatına dönüştürün.
5-Kitabınıza kapak tasarlayın.
6-Kitabınıza ir ücret koyun. (mümkünse düşük olsun.)
7-VE YAYINLAYIN GİTSİN.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
90'ların en çok izlediğim yabancı dizileri
İlkokula giderken TRT’de yayınlanan diziler vardı. Okuldan eve gelir gelmez hemen derslerimi yapar dizilerin başlamasını dört gözle bekler...
-
Türkiye'de yayınlanan günlük gazetelerin bazı günler çıkardığı "kitap" ekleri vardır. Bu ekler genellikle kitap tanıtımı yapar...
-
Eminim çoğunuz günlük yaşantınızda internette aramalar yaparken, youtube kanalında videolarda, tv ekranlarındaki tartışma programlarında, ...
-
Mumu üflerken dilek diledim. Gözlerimi kapatıp hımmmm hım hım hımm diye bir şeyler mırıldanıp geçtim. Ben dâhil dünyadaki 7 milyar insan...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder